Modern ilişkilerin dağılmasının nedenleri
Y kuşağı harika bir nesil! Bizler, tutkularının peşinden hiç çekinmeden gidenleriz. Öyle değişen zamanlarda yaşıyoruz ki, ne zaman bir güncelleme olsa, eğer ona sahip değilsek huzursuz hissediyoruz. Yükseltmeler hayatımızda en çok konuşulan kelime haline geldi ve kullandığımız teknolojiden çıktığımız insanlara kadar her şeyi etkiledi.
Hemen hemen her şeyle başa çıkabiliyoruz ama kalıcı ilişkiler kurma becerisi her geçen gün elimizden kaçıyor gibi görünüyor. Flört ve evlilik, baby boomers döneminden bu yana muazzam değişimler geçirdi. Araştırmalar, modern ilişkilerdeki kırılganlığın tek nedeninin mevcut nesli başarısız standartlar için suçlamak olmadığını kanıtladı. İşte ilişkilerimizin bu kadar kolay dağılmasının önemli nedenleri.
Anlık Memnuniyette Yükseliş
Hayatı kolaylaştırma arayışımızda, bize hızlı bir şekilde sunulan her şeye özel olarak düşkün hale geldik. Kahvelerimizi alma şeklimizden taksi çağırma şeklimize kadar her şey bir tık uzağımızda. Bu durum sabır ve tahammül seviyemizi büyük ölçüde düşürdü. Bugün insanlar tam olarak aşkı değil, belki kendilerini bir süreliğine iyi hissettirecek birini arıyor. Her ilişki başlangıçtaki adrenalin patlamasını aşarak sakin bir aşk noktasına ulaşır ve bu aşama çoğumuzun nefret ettiği şeydir. Çarşaflar ve günlük konuşmalar arasında heyecan ve coşku arıyoruz. Birçoğumuz mutlu ve başarılı bir ilişkinin devam etmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğinin farkında değiliz. Çaba, yatırım yapmadığımız şeydir çünkü ilişkiyi yürütmeye çalışmadan bile dışarı bakmaya başlamışızdır.
Teknoloji ile Karşılıklı Bağımlılık
Neredeyse hepimiz teknolojiyle ilgili iki temel korkudan muzdaribiz: FOMO (kaçırma korkusu) ve nomofobi. Akıllı telefonlarımız hayatımızın en mahrem alanlarına o kadar girdi ki, araştırmacılar birçok ilişkiyi olumsuz etkilediğini tespit etti. İnternet her şeyi ve herkesi o kadar kolay ulaşılabilir hale getirdi ki, flört uygulamaları ve sosyal medya siteleri eski usul ilişki ahlakını tam anlamıyla yerle bir etti. Tek bir harika insan yerine birçok insanla sürekli iletişim halindeyiz. İnternette çok sayıda arkadaşa ve takipçiye sahip olmayı bir gurur meselesi olarak görüyoruz. İlişkiler de dahil olmak üzere birçok kişinin sahip olduğu şeylere sahip olmadığımızda, sırf bunu çevrimiçi olarak gösteremediğimiz için dışlanmış hissediyoruz.
Başarısız İlişki Hedefleri ve Rol Modelleri
Ana akım medyanın röntgenci yaklaşımı, ünlülerin özel hayatlarına profesyonel hayatlarından daha fazla yer veriyor. Ünlülerin ayrılıkları ve aldatma skandalları, toplumdaki acil sorunlardan daha fazla ilgi görüyor. Sorumsuz medya yayınları, olgunlaşmamış zihinleri herkesin ilişkilerinde başarısız olduğu, dolayısıyla birden fazla eşe ve kısa süreli ilişkilere sahip olmanın havalı olduğu yönünde etkiliyor. Araştırmalar, parçalanmış ailelerde ya da birbirleriyle sürekli didişen ebeveynler tarafından yetiştirilen bireylerin de ilişkilere olumsuz yaklaştığını iddia etmektedir.
Kırılganlık Korkusu
Kalıcı bir ilişkinin en önemli anahtarı kırılganlıktır. Birbirimize karşı savunmasız olduğumuzda, savunmalarımızı ortaya koyar ve birbirimizi koşulsuz sevmeye başlarız. Duygusal olarak korunaklı davranarak savunmasızlığa direndiğimizde, sevgiyi tam olarak verme veya alma kapasitemizi gizlemiş oluruz. Kırılganlığın olduğu bir ilişkide yargılanma korkusu olmadan ruhumuzu ortaya koyabiliriz. Cahiller savunmasızlığın bir zayıflık olduğunu düşünür ama yalnızca bilgeler savunmasız olmanın gerçek cesaret ve kalıcı bir sevgiye şans vermenin tek yolu olduğunu bilir.
Aşırı Cinsel Özgürlük
Eğlenmek için cinsel olarak aktif olmaya, sağlık için fiziksel olarak aktif olmaktan daha fazla değer veren eğlenceli bir nesil haline geldik. Cinsel özgürleşme, biriyle yatağa atlamak için tek ihtiyacımız olan şeyin flörtöz bir kısa mesaj veya bir tavlama cümlesi olduğu cinsel bozulmaya yol açtı. İlişkiler rahatlık için tasarlandı ve aksiyon ve heyecan etrafında dönüyor. Günümüzde açık ilişkiler, bağlılık içermeyen ilişkiler ve tek gecelik ilişkiler çok yaygın. Bunun temel nedeni, duygusal ve fiziksel refahımızı riske atarak minimum drama ile çoklu ve spontane tatminler istememizdir.
Günümüzde flört arenası, özellikle de bağlılık fobisi olanlar yüzünden korkutucu bir yer. Avazları çıktığı kadar gerçek aşkın öldüğünü haykırıyorlar. Bağlılık fobisi olan çoğunluğun eylemleri, umutlu azınlığın moralini bozuyor. Hem profesyonel hem de kişisel ilişkilerde kalıcı sevginin gelişmesi için çok fazla zaman ve çaba gerekir. Aşkın kendi tatlı zamanında büyümesine izin vermeye yönelik ilgisizlik, bugün modern ilişkilerin kırılgan olmasının ana nedenidir.