Genetiği değiştirilmiş gıdaların bilinmesi gereken artıları ve eksileri

Bilim bilgimiz bizi o kadar ileriye götürdü ki artık tükettiğimiz gıdaların DNA’sını genetik olarak değiştirebiliyoruz. Genetiği değiştirilmiş gıdalar ya da GD gıdalar son yirmi yıldır dolaşımda ve her ne kadar çok fazla olumlu ilgi görseler de bazı olumsuz raporlar da var. Bazı insanlar etkililikleri ve faydalı özellikleri için övgüde bulunurken, diğerleri olası uzun vadeli etkiler konusunda endişe duymaktadır. Genetiği değiştirilmiş gıdaların artıları ve eksileri konusunda kendinizi eğitmek istiyorsanız, okumaya devam edin.

Genetiği Değiştirilmiş Gıdaların Artıları

1. Büyüme İnhibitörlerine Karşı Artan Direnç

Bir ürünün büyümesi, diğer şeylerin yanı sıra böceklerin, yabani otların ve zararlıların varlığı gibi çeşitli faktörler tarafından engellenir. Mısır ve pamuk gibi bazı ürünler, böcekler ve zararlılar için zehirli olacak şekilde genetik olarak değiştirilmiştir. Böceklere karşı dirençli olan bu ürünlere Bt ürünleri de denmektedir, çünkü bu ürünlerde kullanılan genler ilk olarak Bacillus thuringiensis adlı bir bakteri türünde tanımlanmıştır. Bazı GD ürün çeşitleri de belirli hastalıklara karşı dirençli olacak şekilde değiştirilmiştir.

2. İklim Koşullarındaki Değişime Dayanma Yeteneğinin Artması

Genetiği değiştirilmiş bazı gıdalar iklim koşullarındaki değişikliklere karşı daha güçlü bir dirence sahip olabilir. Sıcağa veya kuraklığa dayanacak şekilde değiştirilebilirler.

3. Artan Verim ve Raf Ömrü

Genetiği değiştirilmiş gıdalar, daha hızlı ve daha büyük miktarlarda ürün verme kabiliyetleri sayesinde dünyadaki açlıkla mücadeleye yardımcı olmak için uygun bir seçenek haline gelmiştir. GD gıdaların bazı çeşitleri aynı zamanda raf ömrünü uzatarak sınır ötesine taşınmasında da faydalı olmaktadır.

4. Artan Besin Değeri ve Tat

Genetiği değiştirilmiş bazı gıdalar, daha yüksek besin değeri içerecek şekilde değiştirilmiştir. Beslenme açısından iyileştirilmiş bu tarımsal ürünlerden bazıları daha yüksek miktarda protein, kalsiyum ve folat içerebilir. Bazı değiştirilmiş gıdaların tadı da normal muadillerinden daha iyi olabilir. Daha fazla talep gören çekirdeksiz meyve çeşitlerinin üretilmesi de mümkündür.

5. Çevresel Faydalar

Genetiği değiştirilmiş bitkilerin yetiştirilmesi daha az alan, daha az zaman ve daha az para harcanmasını sağlar. Ayrıca, mahsul üretiminde makine ve kimyasallara duyulan ihtiyaç da azalmakta, bu da kirliliği ve toprak erozyonunu doğrudan azaltmaktadır.

Genetiği Değiştirilmiş Gıdaların Eksileri

1. Süper Otlar

Genetiği değiştirilmiş bitkilerin kullanımının “süper yabani otların” oluşmasına yol açmış olabileceğine inanılmaktadır. Süper yabani otlar, genetiği değiştirilmiş gıdaların üretiminde yaygın olarak kullanılan glifosat başta olmak üzere çeşitli herbisitlere karşı artan bir direnç geliştiren yabani otlardır.

2. Bt’ye Dirençli Böceklerin Popülasyonunda Artış

“Seni öldürmeyen şey güçlendirir” sözü diğer yaşam formları için de geçerli olabilir. Böceklere dirençli bitkilerin ya da bt-bitkilerin kullanılmasının Bt’ye dirençli böceklerin oluşmasına neden olmuş olabileceği ortaya çıktı.

3. Bt’nin İnsanlar Üzerindeki Etkilerinin Hala Araştırılması Gerekiyor

Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, genetiği değiştirilmiş gıdalar yoluyla Bt’nin insan tüketimine ilişkin herhangi bir sağlık tehlikesi bulmamıştır. Hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalar bazı olumsuz yan etkiler ortaya koymuş ancak bunlar insan örneklerinde gözlenmemiştir. Çevre Koruma Ajansı, GD gıdaların tüketim için güvenli olduğunu kabul etmiştir, ancak potansiyel uzun vadeli etkilere ilişkin daha fazla çalışma halen devam etmektedir.

4. Alerjik Reaksiyonlara Neden Olabilir

Genetiği değiştirilmiş gıdaların alerjen içerebileceğine dair artan bir endişe var. Ancak Harvard Graduate School of Arts and Sciences tarafından yapılan bir çalışma şöyle diyor: “Uygun bir gözetimle, GDO’lu ürünlerin mühendisliği için kullanılan teknolojinin geleneksel ıslahtan daha fazla alerjik tepkiye neden olması gerekmez. Aksine, gıda güvenliğine ilişkin en zorlu sorunlardan bazılarının üstesinden gelmek için GDO teknolojisine güveniyoruz.” Çalışmada ayrıca bilimsel ilerlememizin gelecekte olası tüm alerjenleri gıdalardan tamamen çıkarmamıza yardımcı olabileceği belirtiliyor.