Eritritol hakkında bilmeniz gereken her şey
Bir şeker alkolü olan eritritol, şekersiz veya ilave şeker içermeyen gıdalara eklenen ve yaygın olarak kullanılan bir bileşendir. Diyabet hastasıysanız, şekeri azaltıyorsanız veya kilo vermek için diyet yapıyorsanız, büyük olasılıkla yapay tatlandırıcı eritritolü duymuşsunuzdur. Eritritolün tadı tıpkı şeker gibidir ve neredeyse sıfır kaloriye sahiptir. Gelin bu yaygın gıda katkı maddesinin ne olduğuna ve düşündüğümüz kadar güvenli olup olmadığına daha yakından bakalım.
Tam Olarak Nedir?
Granül veya toz halinde bulunan Eritritol, ‘şekersiz’ olarak etiketlenen gıdalara eklenen bir şeker alkolüdür. Tadı tıpkı şeker gibidir ve neredeyse sıfır kaloriye sahiptir. Yaygın olarak bilinen ve kullanılan diğer şeker alkolleri Ksilitol veya Sorbitol’dür.
Mide Rahatsızlığı Yapabilir mi?
Sorbitol veya ksilitol gibi diğer şeker alkollerinin aksine, eritritol küçük moleküllerden oluşur ve neredeyse tamamı ince bağırsakta emilir ve idrar yoluyla değişmeden dışarı çıkar. Bu nedenle, küçük miktarlarda diğer şeker alkollerinden daha iyi sindirilir. Eritritole karşı toleransın insanlar arasında değiştiği görülmektedir. Bazıları yiyecek ve içeceklerdeki normal miktarlarda bile ishal ve mide rahatsızlığı bildirirken, diğerleri herhangi bir sorun olmadan sindirebilmiştir. Mide rahatsızlığına neden olmak için gereken miktar da insanlarda değişiklik gösterir. Ancak genel bir kural olarak, 50 gramdan fazla eritritol tüketmek mide bulantısı ve mide guruldaması gibi mide semptomlarına neden olabilir.
Şeker Seviyelerinde veya İnsülinde Artışa Neden Olabilir mi?
Eritritolün glisemik indeksi sıfırdır ve kan şekeri veya insülin seviyeleri üzerinde hiçbir etkisi olmadığı bilinmektedir, bu nedenle düşük karbonhidrat diyeti uygulayan kişiler arasında favoridir. Bu konuda yapılan birçok çalışma, eritritolün vücuttaki serum glikoz veya insülin seviyelerini artırmadığını bildirmiştir. Ayrıca, toplam kolesterol veya serbest yağ asitleri seviyelerinde önemli bir değişikliğe neden olmadığını da doğrulamışlardır.
Tüm Yapay Tatlandırıcıların Bir Dezavantajı
Eğer geleneksel olarak tatlandırılmış bir yiyecek yerseniz, beyniniz yemek yediğinizi anlar ve vücudunuza iştahı azaltan hormonlar salgılaması için sinyal gönderir. Tüm yapay tatlandırıcıların en büyük dezavantajı, sindirilmeden vücuttan geçmeleri ve beyne tokluk hissi veren hormonları salgılaması için sinyal gönderememeleridir. Bu da yemek yedikten sonra kendinizi tatmin olmuş hissetmeyeceğiniz ve daha fazla yemeyi tercih edeceğiniz anlamına gelir ki bu da yapay tatlandırıcıların kullanım amacını en başta ortadan kaldırır.
Diş Çürümesine Veda Edin
Eritritolün tatlandırıcı olarak kullanılmasının en büyük avantajı, şekerin aksine diş çürümesini teşvik etmemesidir. Bu, ağızda çürüğe neden olan bakterilerin büyümelerine, çoğalmalarına ve dişlerimizi aşındırmalarına yardımcı olmak için şekere ihtiyaç duymalarından kaynaklanır. Eritritol ağzımızdaki bakteriler tarafından işlenemez ve bu bakteriler büyüyemez ya da çürüklere neden olamaz.
Vücudumuzun İçinde Eritritole Ne Olur?
Tükettiğimiz eritritolün yüzde doksanı ince bağırsaklarımız tarafından emilir ve kan dolaşımından geçtikten sonra idrar olarak atılır ve sadece kalan yüzde 10’u kolona girer. Bu da tükettiğimiz eritritolün çoğunun kolona ulaşmadan önce vücut tarafından emildiği anlamına gelir. Eritritolü bazı insanlar üzerinde müshil etkisi olan diğer şeker alkollerinden farklı kılan da budur.
Son Karar?
Eritritol, az önce gördüğümüz gibi, diş çürümesine neden olmaz, kandaki şeker ve insülin seviyelerini yükseltmez ve neredeyse hiç kalori içermez. Ayrıca, belirtilen 50 gram sınırı içinde tüketilirse mideyi rahatsız etmez. Bununla birlikte, yine de dikkatli olmak ve eritritol içeren gıdalarla aşırıya kaçmamak iyi bir fikirdir, çünkü bu gıdalar şeker içermeyebilir, ancak yağ ve karbonhidrat olarak önemli miktarda kalori içerecektir ve kilo vermek için şeker alkolleriyle tatlandırılmış yiyecekleri seçiyorsanız, kilo verme hedeflerinize düşündüğünüz kadar yardımcı olmayabilir.